Optik Koop niçin kuruldu?

(Sermayenin yerlisi millisi olur mu? ) başlıklı yazımda bazı konu başlıklarına dilimiz döndüğünce değindik. Kapitalist rekabet sisteminin sektörümüzün tüm katmanlarını olumsuz yönde nasıl etkilediğini, biz yöneticiler olarak bu durum karşısında nasıl bir reaksiyon gösterdiğimizden bahisle bu günkü yazımızın başlığı olan kooperatifler konusuna değinmek üzere yazımı sonlandırmıştım.

Evet Kooperatifler nedir? Sektör olarak bize nasıl katkı sağlar birazda bu konular üzerinde tartışalım.

Öncelikle kooperatiflerin sözlük anlamı ile başlayalım. Kooperatif nedir ?

02.02.2012 Bakan Yazıcı’nın Dünya Gazetesinde Yayınlanan ’Kooperatifçilik’ Makalesi

Kooperatif; bir amaca ulaşmak için ekonomik ve sosyal imkânların karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma suretiyle bir araya getirilmesinden oluşan bir ortaklık türüdür.

Kooperatifler; demokratik olarak yönetilen, sorumluluk, eşitlik, adalet, yardımlaşma ve dayanışma değerlerinin kılavuzluk ettiği girişimler olarak, Türk Hukuk Sistemi içinde özel önem verilen ve düzenleme yapılan bir alandır. Kooperatifçiliğin temelinde dayanışma ve topluma hizmet anlayışı vardır. Bu nedenle, kooperatifçilik bireylerin ve toplumun ekonomik ve sosyal kalkınması açısından büyük önem taşımaktadır.

Lonca, imece gibi bizim medeniyetimize ait sosyo-ekonomik örgütlenmeler, çağdaş anlamda kooperatifçiliğin gelişmesine zemin oluşturmuştur. Yardımlaşma ve dayanışma esasına dayalı kooperatif ortaklıklar bu toprakların hayat tarzından güç almaktadır. Adını bugünkü modelden alan kooperatifçiliğin ilhamı medeniyet tarihimizde mevcuttur. Bugün kooperatifçilik ülkeden ülkeye, toplumdan topluma farklı başarı ve gelişme derecelerine sahiptir. Bu farklılık, toplumların el birliği, işbirliği ya da güç birliği yaparak zorlukları aşma yeteneklerini gösteren toplumsal “ortaklık kültürü” düzeyiyle doğrudan ilişkilidir.

Kooperatifleri kısaca açıkladıktan sonra sektörümüz içinde geleneksel optisyenlik müesseseleri için en iyi model olduğuna karar verdik ve yola çıktık. Aslında başka modeller üzerinde de istişare ettik. Ancak adetli ve paylaşımcı olması hasebiyle kooperatifçilik modeli üzerinde yoğunlaştık. Öncesinde kurulmuş İzmir kooperatifini de inceleme şansımız oldu. Bir bakıma bize rolmodel oldular.

2012 yılında İstanbul Optik Koop ünvanıyla 7 arkadaş yola çıktık. İçinde bulunduğumuz şu günlerde 100 mağaza, kendisine ait patentli Cam ve çerçeve markaları ile Türkiye’nin farklı bölgelerinde ortakları olan, yıllık hatırı sayılır cirolara ulaşan, güçlü bir alım grubu olduk. Yaptığımız mücadelenin böylesine başarılara imza atması bizler için onur verici. Biz şu anda 100 kişilik bir aileyiz, doğal olarak hızla büyümeye devam ediyoruz.

İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Hızla büyüyen kooperatif yapısı, markaları, artan işlem hacmi ile sektörde bir takım şahısların dikkatini çekmiş olacak ki, Aslı astarı olmayan karalama kampanyaları içerisinde kooperatifimizi de hedef alan açıklamalar yapmaya başladılar. Sosyal medya üzerinden bazı art niyetli sektör mensuplarını kullanarak, kooperatifimizi, yaptığı çalışmaları kısır çekişmeleri içerisinde yok hükmünde gösterme çalışmasının mahiyeti tarafımızdan anlaşılmıştır.

Kooperatif yönetiminde bulunan ortaklarımızın kaç lira maaş aldıklarını dahi sorgulama cüretinde bulunan bu kişiliksiz şahsiyetler, kıskançlıklarını daha fazla saklayamadılar.

Şimdi konuyu daha fazla dağıtmadan, kooperatifçilik kapitalist rekabet karşısında mücadele etmenin en güzel yöntemi. Bütün dünya bu sistem üzerinde hem fikir. Dünya genelinde birlik beraberlik adına milyonlarca kişi, tacir, işletme bu sistem çatısı altında birleşmiş, projeler üretiyor, başarılı çalışmalara imza atıyor.

Ey aklı evveller:

– Madem kooperatif yönetimlerinin aldıkları maaşlar iştahlarınızı kabartıyor. Neden sosyal medyalardan karalama kampanyaları yaparak saldırıyorsunuz. Enerjinizi bir kooperatif kurmak üzere harcasanıza.

– Yoksa boş beleş lakırdılarınız yüzünden sizlere destek olacak, sizlere inanan kimse yok mu?

– Yok bu işler çok zor, böyle haksız eleştiri yapmak gündem meşgul etmek daha kolayınıza mı geliyor.

– Yoksa yazarak, çalışarak kazanılandan daha tatlı daha zahmetsiz kazançlar mı elde ediyorsunuz.

Buradan son kez sesleniyorum demek istedim ancak, sizlerin rahat durmayacağınızı, karalama kampanyalarınıza dahada şiddetlenerek devam edeceğinizi biliyorum. Emin olun sizlerin bu seviyesiz karalamalarınız, şahsım için çok daha fazla başarıya ulaşmak adına çalışma azmi veriyor.

Sizler beyhude çalışmalarınıza devam ederken, kooperatiflerimiz hızla büyümeye devam edecek. Geleneksel müesseselerin menfaatleri için proje üretecek, siz ise bunu dışarıdan izlemeye devam edeceksiniz. Asla bu yapıların içerinde yer alamayacaksınız. Tarih sizden bahsederken, hizipçilikleriniz, iftiralarınız, tozlu sayfalarda yerini alacak.

Tüm meslektaşlarıma sevgi ve saygılarımı iletirim.

Sizleri tenzi ederek.

İlker AYAZ